Sivil Düşün Dünyalar Sayfası Logosu

neler oldu?

uzmanları
dinledik

dünyalar. yolculuğunun ilk durağı 26 Temmuz’da gerçekleşen paneller oldu. Yüzlerce izleyicinin katılımıyla canlı olarak gerçekleşen etkinliğe, İstanbul Planlama Ajansının Florya’daki tesisleri ev sahipliği yaptı.

dünyamız biricik, topluluklar gücümüz

Panellerin ilk oturumunda Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı Takım Lideri Dilek Ertükel, dünyalar’ın yola çıkış hikayesini anlattı. Mekanda Adalet Derneğinden Dr. Sinan Erensü ise KONDA’nın 2021 yılında yaptığı Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı araştırmasının verileri ışığında, Türkiye toplumunun iklim krizi hakkındaki farkındalık düzeyine dair paylaşımlarda bulundu.

"Hepimiz 2021’de yangın ve sel felaketlerini uzaktan izlerken sarsıldık. Anladık ki, iklim krizi artık geleceğin değil bugünün krizi. Ve kendimize sorduk; svil toplumun kapasitesini geliştirmek için çalışan bir program olarak sürece nasıl bir katkımız olabilir? Tartıştık, araştırdık, danıştık ve bir karar verdik: dünyalar yolculuğu böyle başladı."

"İnsanlar süreçlerin ne kadar parçası olurlarsa, çözümlere de o kadar inanıyorlar. Dünyalar. ile hedefimiz; insanları cesaretlendirmek; toplulukları, küçük adımlarla değişimi yaratabileceklerine ikna edip bu sürece dahil etmek."

değişim ama küçük adımlarla

Günün ikinci oturumunda iklim krizi odağında toplulukların hareket alanlarını konuştuk. İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Orman Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğanay Tolunay, iklim krizini sona erdirmek için elimizde sihirli bir değnek olmadığını belirtti.

“Bugün, fosil yakıtları tamamen kullanmayı bıraksak bile hemen bir geri dönüş söz konusu olmayacak. İklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için elimizden geleni yapalım. Ama önümüzdeki süreçte toplumun direncini artırmak adına ne yapacağımızı da konuşalım.”

“Hakları talep etmek aslında gündem yaratmak demek. Bunu kim yapacak? topluluklar, yaşadıkları yer özelinde bu gündemi yönlendirirse çok şey değişir.”

Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Özlem Aslan ise, iklim krizi ve krizin yarattığı sorunlarla mücadelede yönetimlere sorumluluklarını hatırlatmanın önemini vurguladı.

Oturumun üçüncü konuşmacısı olan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezinden Prof. Dr. Murat Türkeş; direngenlik göstermenin yerküredeki değişikliklere dayanmak, bunlara yanıt vermekle ilgili olduğunu vurguladığı bir konuşma yaptı.

“Kadınlar, çocuklar, yaşlılar gibi zarara diğerlerine göre daha açık olanları iklim kaynaklı afet ve hava olaylarının yarattığı gerilimlerin sonuçlarına karşı daha korunaklı hale getirdiğimizde, krizin sorunlarına kendini adapte eden, onlara gerçek yanıtlar veren şekilde hareket ediyor olacağız. Direngenlik dediğimiz budur.”

"Biz iklim krizini sadece gözlemlemiyoruz, aynı zamanda deneyimliyoruz da. Normalde çok az suyla mercimek üretimi yapılır. O dönem bitti, artık yağmurlar yetmiyor. Toprağın altından ya da derelerden su çekeceğiz. Bu da ekstra enerji demek. Bu, daha tohum atma aşaması. Bu aşamada bile uyum sağlayamıyoruz. Su, toprak, hayvanları doyurma ve ekonomik kayıplar böyle ortaya çıkıyor. "

İkinci oturumda son sözü Diyarbakır’dan sosyal girişimci Şehadet Çitil aldı.

topluluklar ne yapıyor?

Panellerin son oturumunda topluluk sohbetlerinde buluştuk. Datça Kent Konseyi Su Çalışmaları Grubundan Nurcan Kaya Kent Konseyinin yürüttüğü çalışmaları anlattı.

“Yağmurumuzu biriktiriyoruz, kullandığımız suyu yeniden kullanıyoruz. Datçalıları bunlara teşvik için sunumlar yapıyoruz.”

"Soli güneş, nova kadın demek. Biz, hem güneşe hem bölgedeki tarıma katkı sunmak isteyen kadınlarız. Bizim topluluğumuz, emek üretmiyormuş gibi görünen kadınların ekonomiye katkısını dayanışma içinde güçlendirmek için var."

Salinova Mezitli Üretici Kadın Kooperatifinden Ayşe Gül Yılgör Salinova’nın öyküsünü paylaştı.

Oturumun ve günün son konuşmacısı ise Akyaka Afet Gönüllülerinden Buğra Çelik oldu. Buğra, Akyaka ve çevresinde yaşanan orman yangınları sırasında Akyaka Afet Gönüllülerinde yangın vesilesiyle çok farklı insanların bir araya geldiğini ve ortak amaçları için birlikte planlama yapmaya başladıklarını anlattı.

"Mahallelerde muhtarlar, komşular bir araya gelip kimde hangi kaynaklar var, envanter çıkarıp tatbikatlar, eğitimler düzenliyoruz. Bu süreçte birçok önyargı ya da düşünme biçiminin değişmesi gerektiğini gördük. Bu değişiklik öyle bir şey ki, sizi dönüştürüyor. bir de bakıyorsunuz, börtübet yanarken, gitti, kaybettik demek yerine; olsun yeniden ivme kazanabiliriz demeye başlıyoruz."

Panellerde konuşulanları, Emre Efe Güzel görselleştirerek illustrasyona dönüştürdü.